Atatürk'ün Dinlenmekten Hoşlandığı Şarkılar

ATATÜRK'ÜN DİNLEMEKTEN HOŞLANDIĞI ŞARKILAR

Yıllar geçti, tereddüdüm bir türlü zihnimden silinmedi.

Tâlih bana, bu sahada büyük bir lütufda bulundu. ATA'mızın harp akademisinde iken, sınıf arkadaşlarından ve kolağası iken vefat eden Selânikli Tevfik bey, bilahare nakliye müfettiş-i umûmisi iken vefat eden Hayri bey ve bilahare Pırag sefiri iken vefat eden Süleyman bey, yine ATA'nın sınıfından Köprülü İsmail Hakkı bey, süvari albaylarından emekli Arif bey ve ATA'nın bir sonraki sınıfdan Suat bey ve daha bâzı gençler, elverişli zamanlarında toplanırlar, Selanikli Tevfik bey kendilerine eser geçer ve Hayri beyle Suat bey ud, Arif bey ney çalar, ATATÜRK de bu amatör fasıl takımının içinde okurmuş.

Bu hatıraları nakleden merhum Neyzen Burhanettin Ökte ATATÜRK'ün sevdiği ve bizzat okuduğu şarkıları, gazel ve türküleri şöyle sıralamıştır.

1) Ben şehid-i bâdeyim dostlar beni yâdeleyin
Türbemi meyhâne enkaziyle bünyâd eyleyin
Gasl olunmaz mâ ile gerçi şehidân-ı vega
Yıkayın mey'le beni bir mezhep icâdeyleyin

Benim notum:

(Bu parça divan tarzında okunan, serbest ölçülü (ağız)lardandır. Harput musıkisinde özel bir yeri vardır, genellikle yâren toplantılarında çalınıp okunması âdet olmuştur.)

2) Yeter artık çeker oldum şu cihanın gamını
Kerem etse ecel, alsada halâs etse beni
Talebetmem ne sürûnun, ne de bir zevk demini
Gama anlar bedel olsa da halâs etse beni

3) Yârâb ne eksilirdi deryây-i izzetinden
Peymâne-i vücûda zehrâb katmasaydın

Âzâde olurdum âsîb-ü derd-ü gamdan
Yâ dehre gelmeseydin yâ aklım olmasaydı

Şarkılardan:

Rast makamında:

4) Nihansın dîdeden ey mest-i nâzım
Bana sensiz cihanda can ne lâzım
Muhabbet edelim uyku ne lâzım
Bana sensiz cihanda can ne lâzım.

5) Hâbgâh-ı yâre girdim arziçün ahvâlimi
Bir perîşan hâlini gördüm unuttum hâlimi
Sakita icra ederken dîde-i aşk hâlimi
Leblerimle topladım tebrik edin ahvâlimi

6) Cânâ rakibi handân edersin (Nota)
Ben bî vefâyi giryân edersin
BÂgânelerle ünsiyet etme
Bana cihânı zindân edersin

7) Bir katre için çeşme-i pü hunı fenâdan
Başın alamaz bir dahi bârân-ı belâdan
Âsûde olam dersen eğer gelme cihâne
Meydâne düşen kurtulamaz senk-i kazâdan
Bî baht olanın bâğına katresi düşmez
Bârân yerine dürr-ü güher yağsa semâdan

Eviç makamından: (Türkü)

8) Şâhâne gözler şâhâne
Hüsnüne yoktur bahâne
Süleyman olsam cihâne
Gönül eylenmez asla
Uçan kuşlar kebâp olsa
Akan sular şerâp olsa
Meyhaneler meskân olsa
Gönül eylenmez asla

9) Atladım bahçene girdim
Aman Gülleri fincan gibi
Gerdanında üç beni var
Aman Her biri mercan gibi
Sarılalım sarmaşalım
Aman İkimiz bir can gibi
Bir tenhâda buluşalım
Aman Yâ benim ol yâ onun
Gel seninle kavledelim
Aman yâ onun ol yâ benim

Nihavent makamından:

10) Dil seni sevmeyeni sevmede lezzet mi olur
Olsa da böyle muhabbet de hakikat mi olur
Aldatup sevmeyeni can vererek sevmemeli
Aklını bâşına al herkes içün olma beli
Yek cihet olmazise dil'de hakikat mi olur

11) Aşk âteşi sînemde yine şûle feşandır
Şevk-i ruh-i dildâr ile çeşmim dolu kandır
Bîçâre gönül derd ile bî tâb-ı tuvandır
Bu hâle koyan hep beni bir yosma civandır
Yektây-i zamâm şûh-i cihan âlet-i candır
Âhû nigehin akla ziyân âfet-i candır

ATATÜRK, bazı şarkıları da sevmezmiş, mesela:

Karşı yakada İzmir'in gülü

diye başlayan şarkı için:

- Biz o gülü çok kokladık, diye büyük bir gönül yarasının izlerini yüzünde belli edirmiş. Böyle söylüyor, Burhanettin Ökte...

ATATÜRK'ün en buhranlı zamanlarında Türk musıkisinden teselli bulduğu da söylenir.